13 yıl gibi çok kısa bir sürede dünyanın yarısını fethederek, tarihin ilk ve en büyük imparatorlarından birisini kuran Makedonyalı Büyük İskender, hiç bir kusuru konusunda kendisini uyarmayan-eleştirmeyen vezirine, “Sana ihtiyacım yok” demiş. Vezir, “Neden hükümdarım?” diye sorunca, şu cevabı vermiş:
“Çünkü ben de bir insanım, sen bu kadar süre zarfında benim tek bir hatama bile rastlamadıysan cahilsin demektir, kusurlarımı gördün de örtbas ettiysen, o zaman da hainsin demektir.” Dolayısıyla da, ne cahil ve ne de hain birisiyle yola devam etmek doğru olmaz…
Makedonya Kralı Büyük İskender, Milattan önce 356 – 323 yılları arasında yaşamış, bu 33 yıllık yaşamının 10 yıllık hükümdarlık döneminde girdiği tüm savaşları kazanarak üç kıtaya hükmetmiş, zafer ve başarılarından dolayı tarihin gördüğü en büyük imparatorlardan birisi olarak tarihe geçmiştir.
Samsunlular, her hangi birileri değildir
Büyük İskender, Samsun bölgesini işgal ettiğinde, diğer işgal ettiği bölgelerdeki gibi yöneticiler atayıp kendi yönetimi altına almamıştır. Bu bölgede yaşayanların özgürlüklerine çok düşkün olduğunu görünce, yönetici atamayıp kendilerini yönetmeleri konusunda serbest bırakmıştır. Samsun toprakları ve burada yaşayanlar tarih boyunca her zaman özgürlüklerine çok düşkün olmuşlardır ki; Mustafa Kemal Atatürk’te, Kurtuluşu, ilk adımı özellikle Samsun’a atarak başlatmıştır.
Samsun ve Samsunlular ile ilgili konuları ele almadan önce, özellikle böyle bir giriş yapmak ihtiyacı hissettim. Çünkü; Samsun her hangi bir yer ve Samsunlular da her hangi birileri olmadığını özellikle vurgulamak gerektiğini düşünüyorum. Mutlaka eleştirilerimiz olacak; ancak eleştirilerimizi birilerini kırmak, birilerini haklı görmek ya da birilerine ayar çekmek, hizaya getirmek gibi bir niyetim yok.
Samsun ve Samsunluluk için
Son günlerde sosyal medyada Samsunluların bir platform kurduğu ve bu meyanda bir otel de toplu yemek yendiği yer aldı. Samsunluların bir araya gelip yemek yemeleri kadar doğal bir şey olamaz. Kaldı ki; bu yemekte siyasiler, iş insanları ve bir takım tanınmış simalarında bulunması daha da güzel bir durumdur. Ben şahsen her ne amaçla olursa olsun, hemşehrilerimizin bir araya gelmesinden her zaman mutlu olurum. 16 Mart 2019’da Sinan Erdem Spor Salonunda, Samkon ve Saysiad’ın organizasyonu ile Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı ağırlamış olduğumuz toplantıda da aynı duyguları yaşamıştım.
İstanbul’da bugün, 420 bini aşkın Samsun nüfusuna kayıtlı hemşehrimiz, iki yüzü aşkın derneğimiz, 12 adet federasyonumuz ve çatıyı oluşturan bir de konfederasyonumuz var. Şimdi bir de platformumuz oldu. Peki birlik olduk mu? MAALESEF HAYIR… Birlik olamadığımız gibi ayrılıklarımız daha da derinleşti. Başımızı deve kuşu gibi kuma gömüp, koca gövdemizin görünmediğini zannedecek kadar akılsız değiliz, her halde… Daha önce; konfederasyondan yana olanlar ve konfederasyona muhalif olanlar olarak iki gurup vardı. Şimdi; konfederasyon yanlıları, platform yanlıları, her ikisini idare edenler ve her ikisine de karşı olanlar olmak üzere en az dört parçaya bölündük. Oldu mu ? Eğer özne Samsun ve Samsunluluk ise olmadı. Hem de hiç olmadı. Yani platform da bekleneni vermedi. Peki, şimdi ne olacak…
Birlik olamazsak
Birlik olamazsak, İstanbul’da ve diğer illerde güç olamayız. Milletvekilimiz olmaz. Belediye başkanımız olmaz. Belediye meclis üyemiz olmaz. Meydanlar ve salonlar dolmaz. Nihayet bizi hiç kimse ciddiye almaz. Ne Samsun kalır ve ne de Samsunluluk… Doğru stratejilere göre hareket etmezsek, geçmişte olduğu gibi Başbakan, Cumhurbaşkanı ağırlarız ama bunun semeresini cambazlar alır.
Ben işi kişilere indirerek değerlendirmek istemiyorum. Kişiler gidici kurumlar kalıcıdır. Mesele Samsun, Samsunluluk ve Samsunlular ise gayrısı teferruattır diyerek, yolumuza devam etmeliyiz. Samsun ve Samsunluluk adına birileri öne çıkmış, fedakarlık etmiş ise, ona destek ve yardımcı olmak bizim boynumuzun borcudur. Bu meyanda gerek Sezgin GÜMÜŞ ve gerekse H.Kaya AŞÇI İstanbul’da isim yapmış, çok önemli aşamalar kat etmiş adeta yıldızlaşmış iki değerimizdir. Samsunlular olarak hiçbir zaman kavganın bir sonuç getirmeyeceğini, geçmiş deneyimlerimiz ile gördük. Bundan sonra, nasıl? bir ve bütün olup güçlü bir şekilde yola devam edeceğimize bakmalıyız.
YANİ, TEKRAR BAŞA DÖNÜYORUZ. SAMSUNLULARIN BİRLİĞE İHTİYACI VAR… İşe samimiyetle sarılıp hep beraber kucaklaşmalı ve yeniden bir beyaz sayfa açarak yola koyulmalıyız.